“Hac nasıl olmalıdır?” diye sorduklarında Allah Resûlü’nün verdiği cevap gayet kısa ve net idi: “Hac, Arafat(ta olmak)tır.” (İbn Mâce, Menâsik, 57) Evet “Hac, Arafat’tır.”, yani ârif olmaktır, marifetullaha ermektir. Dirilişi, mahşeri, mahkeme-i kübrâ öncesi bekleyişi, ölmeden önce ölmeyi, hesaba çekilmeden önce muhasebe yapmayı bilmektir.
Arafat, zamanların en bereketlisi olan arefe günü, mekânların en mübareği olan Arafat’ta, Rahmân’ın rahmetine nail olabilmek, bütün Müslümanların derdine derman bulabilmek, günahlardan sıyrılıp gözyaşlarıyla dolabilmek, cehaletten kurtulup marifetullah ile olabilmek için, bir irfan ve marifet mektebidir. Arafat’ı idrak eden hacı olur, Arafat’ı kavrayan marifeti bulur.
Arefe günü hac ihramıyla Arafat’ta bulunmak, gönlünü her türlü dünyevi düşüncelerden arındırarak samimiyetle Allah’a yönelmek, el açıp yalvarmak, günahlarını hatırlayıp af ve mağfiret dilemek, üstünlüğün sadece takvada olduğunu kavramak bir Müslüman için en büyük nasiplerden biridir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.